16 Mart 2012 Cuma

Yerli malına raf ambargosu


Yerli malına raf ambargosu
Yerli malına raf ambargosu
Dev marketlerin rafları cari açık yaratan karadeliklere dönüştü. Neredeyse tamamı yabancı sermayeli market zincirleri raflarda çifte standartla yerli üreticiye adı konmamış ambargo uyguluyor. Tüketim malı ithalatı bu yüzden rekor kırıyor

  • Küresel market zincirleri rafları yerli üreticiye kapamaya başladı. Raf kiraları Boğaz'daki villaların değeriyle yarışıyor. İthal ürünler raflarda sadece kira bedeliyle yer bulurken yerli üreticiye ise elektrik faturasından personel giderine kadar marketin tüm masrafları fatura ediliyor. Yerli üretimi rafa sokmamanın bedeli ise Türkiye'ye 30 milyar dolarlık tüketim malları ithalatı olarak dönüyor.
Cari açığı şişeren bu sistem istihdam ve yerli üretimin de önünde engel teşkil ediyor. SABAH olarak raflardaki bilinmeyen ekonomiyi araştırdık. Buna göre büyük bir markette 25 metrelik bir rafın aylık kirası 7 bin 500 TL'den başlıyor. Bu da neredeyse Boğaz'daki dairenin aylık kirasından daha fazla. Ayrıca yerli üretici sadece bu kira bedelini ödemekle kalmıyor. Rafa girmek isteyen işletmeler, marketin elektrik, temizlik, ısıtma ve personel gideri gibi masrafları da ödemek zorunda bırakılıyor.

KOBİ DIŞLANIYOR
Satışların geri ödeme takvimi en erken 6 ay sonra başlıyor ve vadeli olarak gerçekleşiyor. Ekonomik gücünü kullanan markalar en değerli alanları kaparken, özellikle KOBİ'ler raflardan dışlanıyor. Sadece hipermarketlerde değil mahalle süpermarketlerinde de benzer durum hakim. Yerli markalar isyanda.

KÜÇÜK ÜRETİCİ YOK EDİLİYOR
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Bendevi Palandöken ise farklı isimler altında toplanan bedellerle küçük üretici ve KOBİ'lerin yok edildiğini söyledi. Pazarı üç uluslararası hipermarket grubunun domine ettiğini dile getiren Palandöken, "Zaten uluslararası bir markete ürününü koyan üretici elini verince kolunu alamıyor. Sonunda ya raftan çıkıyor ya da yüksek maliyetleri ödemek zorunda kalıp zarara giriyor" dedi.

TÜKETİCİYİ KANDIRIYORLAR
Reis Gıda'nın sahibi Mehmet Reis ise "bıçak kemiğe dayandı" dedi. Raf bedelleri böyle gittiği sürece hem üreticinin hem de tüketicinin daha fazla üzüleceğini vurgulayan Reis, "Yıllardır bu konuyla ilgili sesimi duyurmaya çalışıyorum. Marketler firmaları hem maddi hem de psikolojik bunalıma sokuyor" dedi.

ZİNCİR MARKETLER YERLİ ÜRETİCİNİN KANINI EMİYOR
Geçen yıl markalaşmaya karar verip, ürettiği kurabiye ve tatlı ürün grubuyla market raflarına giren Ayso Gıda, raf bedellerine dayanamayıp hem zincir marketlerden çıktı hem de kurabiye işini bırakmak zorunda kaldı. Firmanın sahibi Kemal Sofuoğlu, şunları söyledi: "1 lira bile kazanmadığım zincir marketler koca bir borç listesi çıkarıp işi icraya kadar götürdüler. Rafa bile çıkarmadıkları, depoda beklettikleri ürünlerim için ödeme istediler. Sonra da iade için de ayrıca fatura kestiler."

30 MİLYAR DOLARLIK AÇIK
Küresel markalar rafların hakimi olunca en basit ürünlerde bile ithalat patlaması yaşanıyor. Her gün market raflarında gördüğümüz ürünler hem dış ticaret ve cari açığını şişiriyor hem de işsizliğin yüksek kalmasını sağlıyor. Türkiye, sadece geçen yıl 30 milyar dolarlık kişisel tüketim ithalatı ile yeni bir rekora imza atmıştı.

FİYATININ YÜZDE 20'Sİ RAF BEDELİ
Rakiplerin bulunduğu rafta ürün satışı yapabilmek için üretici hipermarkete ürünün birim fiyatının yüzde 10-20'si arasında raf bedeli ödüyor. Raf bedelinde oran marketin bulunduğu lokasyona, satış potansiyeline, ürünün bulunduğu kategoriye ve o kategorideki marka sayısına göre değişiyor.

KOBİ'NİN RAFA GİRME BEDELİ
* Raf kirası
* İnsert
* Teşhir bedeli
* Mağaza açılışı
* Ciro primi
* Raf personeli bedeli
* Aydınlatma gideri
* Promosyona katılım bedeli
* Listeleme bedeli

9 Mart 2012 Cuma

İthal ikamesi geri dönüyor

İthal ikamesi geri dönüyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Yatırım Teşvik Paketi’ne ilişkin, Türkiye’de üretimi olmayan, az olan ya da Türkiye’nin ağırlıklı olarak ithal ettiği ürünlerin ülkede üretilmesi durumunda o sektör ve ürünlere yoğunlaştırılmış teşvik getireceklerini belirtti. Bir dizi temasta bulunmak üzere Singapur’da bulunan Babacan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, Yatırım Teşvik Paketi’ne ilişkin bir soru üzerine, bu konunun cari açığı doğrudan çözecek bir paket olmadığını, cari açık sorununun çözülmesine yardımcı olacak unsurlardan biri olacağını söyledi.

Yoğunlaştırılmış destek
Henüz Türkiye’de üretimi olmayan, üretimi az olan ürünlerin ya da Türkiye’nin ağırlıklı olarak ithal ettiği ürünlerin Türkiye’de üretilmesi durumunda, bunun ciddi bir katma değer oluşturacağına işaret eden Babacan, “O sektörlere ve ürünlere biraz daha yoğunlaştırılmış teşvik getirmiş olacağız” dedi. Babacan bunun detaylarının Başbakan Erdoğan’a sunulduğunu belirterek, pakete son  halinin verilmesinin ardından kamuoyuna açıklanacağını ifade etti.
AB’deki borç krizi hakkında da kısa bir değerlendirme yapan Babacan, durumun yılbaşına oranla daha iyi gibi göründüğünü bildirdi.  Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı kararların olumlu yansımaları olduğunu, ayrıca 25 ülke liderinin mali anlaşma konusunda mutabık kalarak, mali uzlaşmaya gittiklerini belirten Babacan, uygulama safhasında ne yapılacağının izlenmesinin önemli olacağını kaydetti. Babacan, en kötü senaryo için dahi Türkiye’nin kurumlarına hazır olmalarını söylediklerini ifade etti

22 Şubat 2012 Çarşamba

YERLİ MARKA: Yerli ‘turbojet motoru’

YERLİ MARKA: Yerli ‘turbojet motoru’: Yerli ‘turbojet motoru’ üretecek, ‘Som Füzesi’ne Fransa’dan ithalat duracak Sadi Özdemir Kale Havacılık,...

Yerli ‘turbojet motoru’

Yerli ‘turbojet motoru’ üretecek,

‘Som Füzesi’ne Fransa’dan ithalat duracak

Sadi Özdemir
 

Kale Havacılık, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Türkiye’nin ilk yerli ‘turbojet motoru’nu üretmek için imzayı attı. 48 ayda tamamlanacak proje için 25 milyon dolarlık harcama yapılacak. Motor, halen motoru Fransa’dan ithal edilen TÜBİTAK’ın geliştirdiği Som Seyir Füzesi’nde kullanılacak.

TÜRK savunma sanayinin özel sektör şirketlerinden Kale Havacılık, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli seyir füzesi Som’un turbojet motorunu üretecek. Bu konuda açılan ihaleyi kazanarak Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile sözleşme masasına oturan Kale Havacılık, ilk yerli turbojet motoru 48 ayda tamamlayacak. Proje için 25 milyon dolarlık harcama yapılacak. Böylece Fransa’dan sözkonsu füzeler için yapılan turbojet motor ithalatı son bulacak. ‘Milli uçak’ hedefi için de ilk komple motor teknolojisi adımı atılmış olacak.

Dünya devleriyle çalışıyoruz

Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, 1989’da Stinger füzelerinin parçalarının üretimi ile savunma ve havacılık sanayine girdiklerini hatırlatarak, geldikleri noktada dünyanın en önemli projelerinde rol aldıklarını vurguladı. Okyay, şöyle konuştu: “Dünyanın en önemli savunma ve havacılık markaları Boeing, Lockheed Martin, PFW-Airbus, Northrop Grumman ve Pratt and Whitney gibi markalara üretimler yapıyoruz. Bugün yeni bir heyecan ve gururla ‘Turbojet Motorların Geliştirilmesi Projesi’ne imza atıyoruz. İlk yerli turbojet motorumuz, güdümlü füzelerin sevk sistemi olarak görev yapacak. Ayrıca küçük modifikasyonlarla İnsansız Hava Araçları’nın ve küçük sınıf hava araçlarının (küçük jetlerin) sevk sistemi olarak kullanılması da hedefleniyor.”

Jet motora ilk giriş

Osman Okyay, projenin önemini anlatmak için “Aslında jet motorları dünyasına ilk girişi yapıyoruz. İTÜ ve TÜBİTAK ile işbirliği halinde projeyi hayata geçireceğiz” dedi. Kale Havacılık’ın sadece Boeing’e yılda 70 bin parça üretimi yaptığını vurgulayan Okyay, şöyle devam etti: “‘Uçuş Kritik’ parçalar üretiyoruz. F35’ler için üretiyoruz. Airbus’un yakıt tanklarının parçalarını üretiyoruz. Boeing 787’lere tasarım aşamasında girdik. İzmir’deki ortaklığımızla da uçak motor parçaları ve alt sistemleri üretimi yapıyoruz. İzmir’de kendi fabrikamızın inşaatı devam ederken fabrika kiraladık ve üretime başladık. Ağırlık F35 motor parçaları. ”

Uzun soluklu şirket lazım

Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ise, “Savunma sanayinde aradığımız köklü ve kalıcı kuruluşlardır. Çünkü bir defalık iş yapmıyoruz her işimiz uzun yıllara sari. Kale Kalıp yıllar önce bu kriteri aştı. Bugün imzaladığımız proje de bir rekabet sonucu oldu. Bu rekabette devlet olarak da projenin menfaatlerimize uygun çıktığını düşünüyoruz” diye konuştu. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı da, “Kale Grubu’nun bizi savunma sanayi alanında yurt dışında bağımlı olmaktan kurtaracak bütün çalışmaları destekliyoruz” dedi.

48 aydan anlamam 12 ayda motoru yap masaya koy Osman

KALE Grubu Onursal Başkanı İbrahim Bodur, Kale Havacılık’ın ilk yerli turbojet motor projesine ilişkin imza töreninde damadı Osman Okyay’a “Osman evladım ben öyle sözleşmeymiş 48 aymış anlamam. Sanayici dediğin en kısa sürede yapar. Sen bu motoru 12 ayda yap masaya koy. Çok becerikli gençler var burada, yaparsınız. Bunu öyle para için değil millet devlet aşkı için yap. Bizim sanayideki farkımız zaten budur. Bakın bizim nesil yavaş yavaş gidiyorsa da heyecanı hâlâ yerinde” dedi. İbrahim Bodur’un bu sözleri üzerine Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, “Maliyet ve teknik açıdan, süre açısından, İbrahim Bey’in ifadelerini sonuna kadar destekliyoruz. Osman Bey’in işi daha da zorlaştı. Çünkü İbrahim Bey’den daha üst makam yok. Herhalde sözleşmeyi değiştiririz” diye şaka yaptı. Bayar, daha sonra “Tabii ki iş teknolojik olarak zor, ciddi mühendislik işi ve ciddi teknoloji geliştirilecek. Bu motorun dünyada birkaç üreticisi olduğunu unutmayalım.Bu proje geleceğe yönelik önemli bir temel atma anlamına geliyor” dedi.

Bodur: Şimdi 3 ayaklı yürüdüğüme bakmayın

KALE Grubu Onursal Başkanı İbrahim Bodur, Türkiye’nin sanayide büyük projelere imza atması gerektiğini söyledi. Bodur, “Böyle değneğe dayanarak üç ayaklı yürüsem de sanayide her yeni iş bana büyük heyecan veriyor. Gençliğimde evden öyle hızlı çıkardım ki ayakkabının birini içerde birini dışarda ayağıma geçirirdim” dedi. Sanayiciliği ‘aşk’ olarak tanımlayan İbrahim Bodur, şöyle konuştu: “Türk sanayicisi bir eliyle toplar iki eliyle milletine (maaş) ve devletine (vergi) verir. Bugün Çan’da bizim fabrikalardan emekli olmuş 26 bin kişi var. Bunun heyecanını duyacaksın. Kapkaççı gibi değil ‘ülkeme ne yapacağım ne getireceğim’ diye sanayiye gireceksin. Biz savunma sanayiine de böyle girdik. Rahmetli Turgut Özal, ‘Roketsan’a birkaç özel sektör şirketi ortak olsun’ demişti biz de olmuştuk. Bu bize çok önemli tecrübe kazandırdı. Adım adım bugünkü projelere geldik.”

18 Şubat 2012 Cumartesi

Türklerin marka çılgınlığı

Türkiye, 2011'de 120 bin marka başvurusuyla Fransa'yı geride bırakarak ilk kez Avrupa birincisi oldu.

Güncelleme: 11:34 TSİ 17 Şubat. 2012 Cuma
 
ANKARA - Türk Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, kurum olarak geçmiş yıllarda yaptıkları çalışmaların meyvelerini vermeye başladığını belirterek, Türkiye'de ciddi bir marka bilincinin oluştuğunu söyledi.

Türkiye'nin gerek marka gerekse de patent başvurularında Avrupa'da önemli sayılara ulaştığını dile getiren Asan, 2009 yılında Avrupa'da marka başvurusu alanında Almanya'nın ardından üçüncü olan Türkiye'nin 2010'da bu ülkeyi geride bırakarak ikinci sıraya yükseldiğini anımsattı.

Elde edilen başarı üzerine 2011 yılı için hedef olarak 100 bin başvuru sınırını geçerek marka alanında Avrupa birincisi olmayı belirlediklerini aktaran Asan, şu bilgileri verdi:
 
''Marka başvuruları geçen yılın ilk 6 ayında bir önceki yılla kıyasla yüzde 28 artarak 54 bini bulduğunda belirlediğimiz hedefe ulaşacağımıza inancımız daha da arttı. Geçen yıl sonu itibariyle yaklaşık 120 bin marka başvurusuyla Türkiye, Fransa'yı geride bırakarak ilk kez Avrupa birincisi oldu. Bu sonuçla markada başvuru sayısı geçen yıl önceki yıla göre yüzde 41 arttı. Elde ettiğimiz bu başarı markalaşmada doğru yolda ilerlendiğini gösteriyor.''

'BAZI ÜLKELER EKSİDE TÜRKİYE ÜST SIRALARDA''

TPE Başkanı Asan, henüz arzu edilen seviyede olmamakla birlikte sınai mülkiyet başvurularında Türkiye'nin son yıllarda ciddi aşama kaydettiğini belirterek, patent başvurularında her yıl bir önceki yıla göre artışlar yaşandığını söyledi.
Endüstriyel tasarım başvurularının geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 30 artarak 36 bine ulaştığını bildiren Asan,şunları kaydetti:
''Son 5-6 yılda Avrupa ülkelerindeki patent ve endüstriyel tasarım başvurularının artış oranlarına baktığımızda kimi ülkelerde eksi değerlerden dahi söz edilirken Türkiye hep en üst sırada yer aldı. Bunda sunulan başvuru kolaylıklarının da etkisi büyük. TÜBİTAK teşvikleriyle sağlanan düşük ya da sıfır başvuru maliyetlerinin yanı sıra TPE'nin başvuru sahiplerine sunmuş olduğu online başvuru imkanı sayesinde başvurular çok daha kolay ve hızlı yapılabiliyor. Kurumumuza yapılan başvuruların yüzde 65'nin internet üzerinden yapılması bunun en net göstergesi.''
ntv 18 Şubat 2012

9 Şubat 2012 Perşembe

Hükümetten ithalata karşı yerli malı silahı

Cari açığın alarm vermesi karşısında hükümet ithalata gem vurabilmek için yerli malı kullanımını özendirmek için çalışma başlattı...Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Vatandaşları yerli malı kullanması konusunda özendirmek istiyoruz. Türkler artık kendi otomobillerini üretecek yeteneğe, zekaya ve öz güvene sahip” dedi. Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 2. Avrupa Bölgesel Ticaret Müşavirleri Toplantısında konuşan Çağlayan, arzın talebe göre yapılması gerektiğini vurgulayarak, hangi ülkelerin neye ihtiyacı olduğu konusunda analizler yapılmasının önemine işaret etti. Bu tür analizleri Türkiye’nin illeri üzerinde yaptıklarını belirten Çağlayan, hangi ilden hangi ülkeye nelerin ihraç edilebileceği konusunda bir araştırma yaptıklarını ve bunu bir kitapçık halinde hazırlattırdıklarını bildirdi. Türkiye’nin 2011 yılında kırdığı ihracat rekorunda bir çok ilin çok önemli katkısı olduğunu belirten Çağlayan, öncelik verecekleri ülkeleri belirlediklerini ve böylece ihracatı daha da artırmayı hedeflediklerini ifade etti.

Cari açık ile dış ticaret açığı konuları üzerinde de önemle durduklarını belirten Çağlayan, Türkiye’de ilk kez yapılan uzun vadeli planlarla bu sorunlara çözüm aradıklarını söyledi.

Bölgesel asgari ücret
Bakan Çağlayan, bölgesel alanda asgari ücret teklifi getirmiş olduğunu, bu teklifin, bugüne kadar hala anlayamadığı bir sebepten dolayı işçi sendikaları tarafından reddedildiğini ve zamanında rafa kaldırılmış olduğunu da hatırlatan Çağlayan, şimdi bunun yeniden ele alındığını, haksız rekabeti ortadan kaldıracak bir yapı geliştirdiklerini söyledi. Özel ekonomik bölgeler de kuracaklarını ve ilk pilot projeyi Mersin’de başlattıklarını belirten Çağlayan, dünyada nadir bulunan malzemelerin tedarik güvenliğini sağlayacak bir politikayı da geliştirmek durumunda olduklarını ifade etti. Çağlayan, dünyadaki ihracat pazarlarını çeşitlendirmek istediklerini ve Avrupa’daki avro krizini nasıl fırsata dönüştürebileceklerini düşünmek durumunda olduklarını kaydederek, ticaret müşavirlerinden de, bulundukları ülkelerdeki bürokrasiyle yakın temasta olmalarını, bu ülkelerin ihtiyaçları konusunda raporlar hazırlamalarını ve sözkonusu ülkelerde en az 100 önemli şirket hakkında bilgi toplamalarını istedi. Bakan Çağlayan, “Amacımız Türkiye’yi Dünya Şampiyonlar Liginde oynatmak” şeklinde konuştu.
08/02/2012

7 Şubat 2012 Salı

Özilhan 'babayiğit' olmaya aday

Anadolu Holding İcra Kurulu Başkanı Özilhan, yerli otomobil fikrinin mümkün olduğunu belirterek, yerli otomobil üretilmesi konusunda ortaya çıkacak ciddi oluşumların içinde olabileceklerini söyledi.



AA
Güncelleme: 11:14 TSİ 07 Şubat. 2012 Salı
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl katıldığı TÜSİAD Genel Kurulunda ''Bütün babalar burada artık şu yerli otomobil işini halledin'' sözleriyle başlayan, sonraki aylarda ''Bir babayiğit çıkar yerli otomobili yapar'' konuşmasıyla devam eden yerli otomobil fikrine Anadolu Holding de sıcak bakıyor.
Anadolu Holding İcra Kurulu Başkanı Özilhan, Türkiye'nin artık birçok alanda olduğu gibi otomotivde de kendi markalarını yaratması gerektiğini savunarak, bu konuda kamuoyunda beklentinin yüksek olduğunu söyledi.
Yerli otomobil konusunun milli bir davaya dönüşmeye başladığını ifade eden Özilhan, yerli otomobil projesinin hayata geçmesinde girişimcilerin çabaları kadar devleti teşvik ve desteğinin de önemli olduğunu vurguladı.

30 Ocak 2012 Pazartesi

'Fransa'ya tarımda boykot olamaz'

Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye'nin geçen yıl Fransa'ya 274 milyon dolarlık meyve ve sebze ihraç ettiğini belirterek, ''Buna karşılık 6 milyon dolarlık ithalat yaptık, bu nedenle en azından tarım sektöründe boykot çağrıları mantıklı gelmiyor'' dedi.

Fransız senatosundan geçen sözde soykırıma ilişkin kararla artan gerilimin, ekonomik alana yansıtılmamasını isteyen İbrahim Yetkin, 'Türkiye'nin Fransa'ya karşı bu sektörde ciddi bir üstünlüğü var. Bu nedenle de son günlerde dillendirilen tarım sektöründeki boykot çağrılarının mantıklı olmadığını düşünüyorum'' diye konuştu.

FİYATLAR YAVAŞ YAVAŞ DÜŞECEK: Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde etkili sağanak ve fırtınalar nedeniyle bazı nehirlerin taştığını, üretim havzaları ve seraların zarar gördüğünü ifade eden Yetkin 'Meyve ve sebze fiyatları 1-2 ay yüksek seyredebilir. Bu artış nisan ayında tarla ürünlerinin tezgahlarda yavaş yavaş yer almaya başlaması ve zarar gören seraların yenilemesiyle düşüşe geçer' diye konuştu.
Akşam 30 Ocak 2012

25 Ocak 2012 Çarşamba

Acar: Yerli otomobil çok başarılı olacak

 
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Türkiye'nin yerli otomobil markası çıkaracağını ve bunun da çok başarılı olacağını söyledi.
 
ntvmsnbc
25 Ocak. 2012
 
DAVOS - Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlendiği Davos'ta CNBC-e'den Burcu Göksüzoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Avrupa borç krizini yorumlayan Acar, "Yunanistan'a destek olunmasını bekliyorum. Almanya'nın kararları önemli. Ben Yunanistan'ın kurtarılacağı ümidindeyim. Domino etkisinin sonuçları çok kötü olur. Borç krizinde çözüm bir gecede olacak bir konu değil. Zamana yayılacak" dedi.

Avrupa'da geçen yıl otomotiv pazarının küçüldüğüne dikkat çeken Acar şöyle konuştu: "2012'de de küçülme bekleniyor. Avrupa'daki yavaşlama Türkiye'de otomotiv sektörünü de etkileyecektir. Avrupa'da 13 milyon civarındaki satış, bu yıl da benzeri rakama ulaşacaktır. Ekonomik olarak ihracatı olumsuz etkilemesi söz konusu olabilir. Avrupa bizim halen en önemli ticari ortağımız. 2011'i rekorla kapattık. Otomotiv pazarında bu yıl daralma yaşanır, 750 bin civarı bir satış olur." 

Yerli otomobil üretimiyle ilgili konuşan Acar, "Türkiye mutlaka otomotiv pazarında önemli bir üretici olmalı. Türkiye'de Türk takımlarında oynayan yabancı oyuncular da Türk takımlarında oynuyor. Her türlü parçasıyla iç piyasada üretilen bir otomobil olması önemli. Dünya liginde yer alması için otomotiv sektörünün önemli katkısı olacaktır. Lokomotif bir sektör. Türkiye'nin kapasitesi olduğunu düşünüyorum. Ne kadar çok yerli katkı olursa ödemeler dengesi, istihdam açısından pozitif olur. Yerli katkıyı teşvik etmek lazım. Türkiye'nin yerli otomobil markası çıkaracağını ve bunun da çok başarılı olacağını düşünüyorum. Üretim tarafında destek verilmesi gerekiyor. Yüksek maliyetli üretim yapınca iç piyasa ithalatla rekabette zorlanıyor" dedi.
Acar, Doğuş Otomotiv olarak Türkiye'nin bu yıl yüzde 4.5 büyümesini beklediklerini söyledi.

Le Figaro: Karşınızda Dijital Boğaz

Her yıl Almanya'nın Münih kentinde düzenlenen, teknoloji ve tasarım konularının ağırlıklı olarak konuşulduğu DLD konferansına Türkiye de damgasını vurdu. Le Figaro, "Silikon Vadisi'nden sonra karşınızda Dijital Boğaz" başlığıyla Türk uzmanların görüşlerine geniş yer verdi.

41?29! dijital reklam ajansının sahibi Alemşah öztürk, Yemek Sepeti projesinin sahibi Nevzat Aydın, Turkcell Yeni Teknoloji İşleri Başkanı Cenk Bayrakdar, Peak Games'in kurucusu Sidar Şahin ve Markafoni'nin eş-kurucusu Sina Afra, panelde konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin sunumunu yapan Robin Wauters, açılış konuşmasında Türkiye'den övgüyle söz ederken, Türkiye'nin büyük bir pazar olduğunu kaydetti ve Wauters'in ardından Sidar Şahin sözü aldı. Almanya'da yaş ortalamasının 44 olduğunu dile getiren Şahin, Türkiye'de ise bu rakamın 25'lere kadar indiğine dikkat çekti. 3G abonesinin sadece bir yıl gibi bir sürede 7 milyonun üzerine çıktığını belirten Şahin, Türkiye'nin demografik olarak fırsatlar ülkesi olduğunu vurguladı.

Yemek Sepeti projesinin sahibi olan Nevzat Aydın ise Türkiye'de artık insanların internet üzerinde salt izleyici olmaktan çıkıp alışveriş yapan bir kitle haline geldiğini kaydetti. Yemek Sepeti'nin Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de hizmet verdiğini söyleyen Aydın, 4 ülkeye daha açılmayı planladıklarının altını çizdi.

Turkcell Yeni Teknoloji İşleri Başkanı Cenk Bayrakdar, Türkiye'nin fiber altyapı sayesinde 1 Gb bağlantı hızına ulaşan dünyadaki az sayıdaki ülkeden biri olduğuna dikkat çekerken, gençlerin iPhone'lara yoğun ilgi gösterdiğini; ancak kendilerinin Android platformunu desteklediğini belirtti. Mobil TV hizmetini başlattıklarında kullanıcıların 5-10 dakika gibi kısa sürelerde mobil cihazlarından maç izlediğini söyleyen Bayrakdar, bugün ise kullanıcıların maçın tamamını izlemeye başladığını dile getirdi.

41?29!'un sahibi Alemşah Öztürk ise Türkiye'de toplamda 34 milyon internet kullanıcısının bulunduğunu ve kullanıcıların meraklı olmasından dolayı hemen her yeniliği ilk deneyenlerden biri olmak istediğini, bu durumun da pazarlamacılar için iyimser bir tablo olduğunu kaydetti.

Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Figaro, dijital dünyanın Türk uzmanlarının görüşlerine geniş yer ayırırken, haberini “Silikon Vadisi’nden sonra karşınızda Dijital Boğaz” başlığıyla verdi. Haberde, Türkiye’nin Dailymotion, Facebook gibi platformlar için inanılmaz bir pazar hâline geldiği vurgulandı.
25 Ocak 2012

20 Ocak 2012 Cuma

Fransa'ya Osmanlı Tokadı

Fransa'ya Osmanlı Tokadı
Ahmet Önal, Erhan Afyoncu, Uğur Demir Yeditepe Yayınevi Araştırma - İnceleme Dizisi


Kanunî, 1526 Ocak'ında Fransa Kralı Fransuva'nın Annesinin yardım isteğine gönderdiği fermanında kendi haşmetini belirtip, imparatorluğunun vilayetlerini sayarken Fransa'yı sıradan bir vilayet, kralını da hiç ünvan zikretmeden sıradan bir hükümdar olarak nitelendiriyordu:
"Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Dulkadir Vilayeti'nin ve Diyarıbekr'in ve Kürdistan ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve büyük babalarım ecdadımın kahredici kuvvetleriyle fethettikleri, büyüklüğün sığınağı olan zatımın ateş yağdıran ve zafer nakşeden kılıcıyla fethettiği nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bâyezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım."

216 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm
ISBN : 9786054052776
Kapak Tasarımı : Sercan Arslan
Genel Yayın Yönetmeni : Mustafa Karagüllüoğlu

19 Ocak 2012 Perşembe

YÜZDE YÜZ YERLİ

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin filosuna katılacak olan askeri araçların test sürüşlerini izledi. Yerli projeler hakkında bilgi veren Yılmaz, "İnsansız hava aracı ankanın seri üretim kararı alındı. Kendi atak helikopterimizi üretiyoruz. Kendi eğitim uçağımızı üretiyoruz. Kendi tankımızın protip çalışmaları devam ediyor. İnşallah f-16'ların kaynak kodunun alınmasıyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Prensipte "evet" denildi. Tasarım sözleşmesi imzalandı. Yakın zamanda kendi savaş uçağımızı yapacağız" dedi.

Yerli otomobil herkesin alabileceği fiyatta olacak

Mustafa Koç'tan yerli otomobil açıklaması

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, TOFAŞ'ın özellikle binek araba konusunda ortakları FIAT'la çok yakın çalışma içerisinde olduğunu belirterek, 'Bu çalışmada kendilerinden teknik destek istedik ve bunu bize sağlayacaklarını belirttiler. Bu araba TOFAŞ tarafından yapılacaktır. Kesinlikle ne Palio ne de Albea platformu kullanılacaktır. Yepyeni bir platform olacaktır' dedi.
19 Ocak 2012

18 Ocak 2012 Çarşamba

Yerli otomobilde teşvik Şubat'ta açıklanacak

Sanayi Bakanı Nihat Ergün, net bir fiyatın olmadığını, otomobilin fiyatını piyasanın belirleyeceğini, teşvik sisteminin ise Şubat'ta kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı.


Yerli otomobilin fiyatını piyasanın belirleyeceğini söyleyen Bakan Ergün, yerli otomobile ilişkin, “Sektör her türlü yatırımı yapabilecek güce sahiptir, hem ekonomik güce hem teknolojik birikimine hem de yetişmiş insan gücüne sahiptir” dedi.

Bakan Ergün, yerli otomobil konusunda “Eğer FIAT ile TOFAŞ Türkiye'de böyle bir ortaklığı tesis etmek,Türkiye'den bir marka ve modeli Türkiye ve dünya pazarlarına sunmak üzere anlaşmışlarsa bundan büyük bir mutluluk duyarız. Eminim Türkiye önümüzdeki birkaç yıl içerisinde sadece bir markayı değil birden fazla markayı piyasaya sunabilecek güçtedir, bundan da memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Yerli otomobilde teşvik sisteminin Şubat ayında devreye girebileceğini söyleyen Bakan Ergün,  "Teşvik sistemiyle ilgili çalışmalarımız son aşamaya geldi. Teknolojik alanlara önem veren ve büyük yatırımları öne alan bir yönü var. Yeni ve yüksek teşvik imkanları gündeme gelebilir" dedi.

Hürriyet 18 Ocak 2012

12 Ocak 2012 Perşembe

Markalarımız dünya ligine çıkarsa kişi başına gelir 30 bin doları bulur

RAHİME SEZGİN  Zaman    13.01.2012
 
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girmeyi hedefleyen Türkiye'ye yeni bir rota çizmek amacıyla 'Marka Ekonomisi' raporu hazırladı. Dernek Başkanı Yılmaz, Türkiye'nin küresel ölçekte marka oluşturması halinde 20 yıl sonra kişi başına gelirini 30 bin dolara çıkaracağını söyledi. Yılmaz, "Türk Malı (Made in Turkey) yerine Türk Markası (Turkish Brands) kavramı yaygınlaştırılmalı." dedi.
 
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), 50 yıl önce Türkiye ile benzer ekonomik şartlara sahip olan İtalya ve İspanya örneklemesinden hareket ederek 'Marka Ekonomisi' raporunu hazırladı. 'Marka Ekonomi Raporu'nun detaylarını kamuoyuna açıklayan derneğin başkanı Yılmaz Yılmaz, Türkiye'nin 'marka ekonomisiyle' 20 yıl sonra yıllık 203 milyar dolar katma değer oluşturabileceğini ve kişi başına gelirini 30 bin dolara çıkaracağını ifade etti. Yılmaz, Turquality ve marka destek programlarını geliştirerek bölgesel ve küresel ölçekte tercih edilen Türk markalarının oluşturulmasına ve markalı ihracatın artırılmasının önemine değindi.
 
BMD Başkanı Yılmaz, 'Türk Malı' (Made in Turkey) yerine 'Türk Markası' (Turkish Brands) kavramının yaygınlaştırılması, bunun için birlikte çalışmanın ve kamuoyunun harekete geçirilmesinin gerektiğini vurguladı. İstanbul'un, kendi bölgesinde bir moda merkezi ve moda perakendesinin alışveriş merkezi haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, "İstanbul Alışveriş Festivali güçlendirilmeli ve benzer organizasyonların etkisiyle 'marka-şehir' hedefine ulaşılmalı. Türkiye, bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmeli ve yeni nesil serbest bölgelerle bir bakıma küçük Hong Kong'lar oluşturulmalı. Serbest ticaret ortamı oluşturulmalı, ticaret önündeki engeller kaldırılmalı, küresel ticaret ve tedarik imkânları serbest olmalı, tasarım faaliyetleri markalı ekonomiye destek verecek şekilde devlet tarafından desteklenmeli." dedi. Merter Keresteciler Sitesi'nin serbest ticaret alanına çevrilebileceğini, İstanbul'da birçok kamu ve askerî kurumların bulunduğu araziler olduğunu ifade eden Yılmaz, "İlla ev, AVM inşa edeceğiz diye bir şey yok. Oralara bu tarz yerler inşa edebiliriz." ifadelerini kullandı.
 
Yılmaz'ın değerlendirmesine göre, bir zamanlar Avrupa'nın köylüsü olarak kabul edilen İtalya ve İspanya, marka ekonomisiyle ülke imajlarını yükseltti. İtalya'da, 1970'lerde moda markalarına güçlü destek sağladı. Bu ülkede hazır giyim moda ihracatı 20 milyar dolar, turistlerin hazır giyim harcaması 5,1 milyar dolar, iç pazar hazır giyim büyüklüğü 93,4 milyar dolar, toplam hazır giyim sektör büyüklüğü ise 118,5 milyar dolara ulaştı. İspanya ise küresel fırsatları değerlendirirken, hızlı moda akımını oluşturdu. İspanya içindeki toplam hazır giyim sektör büyüklüğü 49 milyar dolar. Markalar ayrıca yurtdışında da katma değer meydana getirdiler. Sadece 2 grubun yurtdışı mağaza sayısı 5 bin 531 olurken sadece 1 grubun cirosu 16 milyar dolara ulaştı. Bugün İtalya'nın Türkiye'ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ettiğine dikkat çeken BMD Başkanı Yılmaz, Türkiye 1 üretip 1 katma değer elde ederken, İspanya'nın 6, İtalya'nın 11 kat katma değer elde ettiğine dikkati çekti.
Bununla birlikte Türkiye'nin son 10 yılda kendi markaları ile yurtiçi ve yurtdışında ticareti öne çıkarmaya başladı. Denk şartlarda başlayan bu yarışta gerilerde kalan Türkiye, marka ekonomisiyle kendine yeni ve güçlü bir yol açabilir. Yılmaz'a göre, Türkiye, markalı ekonominin eşiğinde: "Nüfus içinde yüzde 40'lık en yüksek gelir grubunun toplam gelir içindeki payı yüzde 70'i buluyor. Yüzde 40'lık en yüksek gelir grubunun kişi başına geliri 10 bin doların üzerinde ve bu grup markalı tüketime son derece yatkın. 251 milyar dolarlık toplam perakende harcamaları ile Avrupa'nın 6. büyük pazarı konumundayız. Tüm veriler marka ekonomisine geçiş için uygun iklime sahip olduğumuzu gösteriyor. Türkiye için milat özelliği taşıyacak bu fırsat mutlaka değerlendirilmeli."
 
Yılmaz, Türkiye'de modern perakende pazar payını 2030'a kadar yüzde 40 düzeyinde artırmayı hedeflediklerini, 2023 hedeflerinin ise 2 trilyon dolarlık ekonomi ve 25 bin dolar kişi başı gelir olduğunu söyledi.

8 Ocak 2012 Pazar

YERLİ MALLAR PAZARI

Yerli malı kullanmanın teşvik edildiği dönemlerde, Eminönü Bahçekapı’da bulunan ‘Yerli Mallar Pazarı’, Hereke, Feshane ve Merinos gibi yerli kumaşlardan takım elbise dikerdi. İki kere prova yapılarak dikilen elbiseler, uygun fiyatla müşterilere sunulurken, yerli malı kullanmanın gururu da yaşanırdı.

YERLİ MALI İSTİMAL ETME CEMİYETİ

Kazanlı aydın Fatih Kerimi, cemiyetin kuruluşunu şöyle anlatıyor; “Yerli Malı İstimal Cemiyeti adında bir cemiyet kuruldu. Türkiye’nin büyük iktisatçıları haftada birkaç kez toplanarak, bu hususlarda müzakerelerde bulunuyorlar. Lakin pek geç kalınmış. Fayda getirmesi çok zor olacaktır. Hususen Türkler arasında milliyet fikrinin yokluğu, bunun rağbet görmesine en büyük manidir.”


4 Ocak 2012 Çarşamba

YERLİ MARKA KULLAN

İthalat, işsizliktir.
Yerli Malı kullan, ekmeğine sahip çık.
Mahmut Çetin

YERLİ MARKA İDEALİ

Kimlik var oluştur...

Yerli Marka, bir fikriyattır...

Yerlilik bilinci olmadan bağımsızlık olmaz.

Yerli Marka İdeali blogumuz hayırlı olsun..

Mahmut Çetin

BİYOGRAFİ NET İLETİŞİM VE YAYINCILIK
Ayma Koop A-6 No: 121
İkitelli / İSTANBUL
Tel: 0212 671 75 78
Tel: 0542 235 72 49
Faks: 0212 671 75 78
info@biyografi.net
biyografi.net@gmail.com
İkitelli Vergi Dairesi
11452255634